Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. elde mevcut olanla idare/iktifa etmek, yetinmek, onsuz da yaşamak.
    During the war we had no butter
    or coffe, but we made do. You'll have to make do with cold meat for dinner.
  2. olanla geçinip gitmek.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

make do and mend
yeni bir şey (elbise vb.) almadan mevcutla (yamayarak, tamirle vb.) idare etmek.
make do with
idare etmek.
She can't afford a new coat and so will have to make do with the old one: Yeni manto
yapmaya gücü yetmiyor, eskisi ile idare edecek.
make do with something
birşeyle yetinmek Fiil
make do with something
birşeye kanaat etmek Fiil
make do with something
birşeyle idare etmek Fiil
be able to make someone do as one wants
birinin nazıni çekmek Fiil
have or make someone do a very boring job
pösteki saydırmak Fiil
make (it) a point of honor to do sth
bir işi yapmayı namus/vicdan borcu saymak.
make it a point of hono u r to do sth
bir şeyi yapmayı şeref meselesi saymak Fiil
make someone do something
birinin birşeyi yapmasını sağlamak Fiil
make someone do something
birine zorla birşey yaptırmak Fiil
make someone do something
birini birşey yapmaya zorlamak Fiil
make someone do something
birine birşey yaptırmak Fiil
make someone do what one says
söz geçirmek Fiil
make useless attempts to do sth
bir şey yapmaya boşuna uğraşmak Fiil
make-do
eğreti, yasak savan, geçici (tedbir), idarei maslahat.
What time do you make it?
Saatin kaç?
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.